Kennedy Suikastını Sanatla Aydınlatmak: Dünyayı Değiştiren 8 Saniye – Onur Keşaplı

Kennedy Suikastını Sanatla Aydınlatmak: Dünyayı Değiştiren 8 Saniye*

İstanbul Piramid Sanat’ta 22 Kasımda açılışı gerçekleşen, Bedri Baykam imzalı “Dünyayı Değiştiren 8 Saniye” sergisi, tarihin en büyük komplolarından biri olarak anılan ve hala -ısrarla- aydınlatılmayan J.F. Kennedy suikastının 50. yılında çarpıcı bir deneyim sunuyor izleyiciye.

Küba istilasına izin vermeyen, kendi döneminden önce planlanan Domuzlar Körfezi çıkartmasına ordu desteğini çeken, CIA başta olmak üzere istihbarat örgütlerinin yetkilerini kısıtlamakla başlayarak ABD ordusunun Vietnam’dan çekilmesi için hazırlıklara girişen, Sovyetler Birliği’ne karşı yıkıcı politikalardan vazgeçmek üzere program oluşturan Başkan Kennedy’nin öldürülmesini, emperyalizmin önünün tamamen açılması olarak yorumlayan Baykam, uzun araştırmalar sonucunda vardığı bilgi ve delilleri, yapıtlarıyla birlikte kanıt olarak sunuyor.

Alışılageldik sergi seyrini bambaşka bir tecrübeye dönüştüren bu çalışmada, sergi salonunun duvarları, tavanı ve kolonları, yapıtlardan bağımsız bir mekândan çok eserin ta kendisi oluyor. Suikastı takip eden günlerde Türkiye ve dünya gazetelerinde yer alan haberler, video görüntüleri ve suikastı aydınlatmakla görevli olup “yalnız ve sorunlu katil Oswald” sonucundan öteye gidemeyen Warren Komisyonu’nu temsil eden, üzerinde “Ulusal Güvenlik-Çok Gizli” yazılı zincirlenmiş kara kutular, yapıtlarla beraber mekânı tümüyle kapsayarak izleyicinin bulguları takip edip, adeta dedektif veya savcıymış gibi, bir sonuca varmasını istiyor.

Bedri Baykam, yakın geçmişte ortaya koyduğu ve plastik sanatlar biçimini yeni bir evreye taşıyan 4. Boyut tekniğini “Dünyayı Değiştiren 8 Saniye”de de kullanarak uzamı, mekan-zaman bileşimini aşacak noktaya taşıyor. Özellikle “Suikast Sahnesindeki 12 Hatayı Bulun” ve “Çimenli Tepe” adlı yapıtlar bu bağlamda öne çıkıyor.

“Çocuk Oyunu” adlı çalışma ise Baykam’ın, gerçeğin karanlığını bir an için parçalayıp, alternatif bir zaman dilimi yarattığı naif bir yapıt. Her ikisi de suikasta uğrayan Kennedy kardeşlerle birlikte ele alınan zaman dilimine tanıklık etmiş farklı kuşaklardan Che Guevera, Martin Luther King, Marilyn Monroe, Jacqueline Kennedy ve ABD statükosu tarafından 50 yıldır suikastın tek tetikçisi olarak sunulan, kendi  tabiriyle  “günah  keçisi”  Lee  Harwey  Oswald, bir parkta, onları bekleyen tarih/talihten habersiz en masum halleriyle oynamaktadırlar. Mizahı ve sanatı, Soğuk Savaşın sıcak politikasıyla buluşturan iki yapıtı, “Ellerini Küba’dan Çek” ve “Güç Pokeri”, serginin ideolojik konumlanması açısından diğer çalışmalar arasından sıyrılıyor. İlki, Fidel ve devrimcilerin ABD’ye karşı zaferiyle sonuçlanan Domuzlar Körfezi savaşıyla başlayarak Soğuk Savaşın en sıcak anı olarak niteleyebileceğimiz, Türkiye’nin de emperyalist kutupta ne denli aciz hale düşürüldüğünün kanıtı olan, Füze Krizi’ni resmediyor.

İkinci yapıt ise adını doğrulayacak ölçüde 20. yüzyılın güç üzerine kurulu savaşının farklı aktörlerini, gerçek aktör ve aktrislerle birlikte poker masasının oyuncuları  haline getiriyor. Masayı kuş bakışı gözetleyen ise yaban hayattan simgesel olarak yalıtılmış olan, Batı emperyalizminin sembolü Amerikan Kartalı.

En başta Warren Komisyonu olmak üzere ABD tarafından 50 yıldır yokmuş gibi davranılan deliller ışığında, CIA başta olmak üzere istihbarat örgütleri, ordu ve çokuluslu silah şirketleri desteğiyle bir hükümet darbesi amacıyla gerçekleştirildiği aşikâr olan Kennedy Suikastını, 50. yılında ABD’de bile basitleştirilmesine inat sanatsal bir yaklaşımla güncelleyen Bedri Baykam’ı ve Piramid Sanat’ın emekçilerini kutlamak gerek. Uzun bir araştırma sürecinin sonucunda bazısı ilk defa gündeme getirilen belge ve iddialarla, ısrarla aydınlatılmayan bu karanlık 8 saniyenin, plastik sanatlar disiplinin sınırlarını zorlayıcı bir yaratıcılıkla aydınlatılmasının önemi büyük.

“Dünyayı Değiştiren 8 Saniye”ye, 19 Ocak 2014’e kadar Piramid Sanat’ta tanık olunabilir. Ayrıca sergiye eşlik etmesi yada üzerine eklenmesi açısından Oliver Stone‘un yönettiği, 1991 yapımı başyapıt “JFK” filmi ve Kennedy’nin 10 Haziran 1963 tarihinde Amerikan Üniversitesi’nde yaptığı tarihi konuşma izlenebilir. O konuşmada barış kavramını somutlaştıran Kennedy’nin, Sovyetler Birliği’nden söz ederken, 2. Dünya Savaşı’nda Sovyet halkının yaşadığı yıkımın ve direnişin büyüklüğünü altını çizmesi hatta insanlık tarihinde hiç bir ulusun Sovyetler Birliği’nin savaşta gösterdiği kadar büyük bir özveri göstermediğini vurgulaması asla unutulmamak üzere hafızalara kazınmalı. Kennedy sonrası ABD’de hiçbir başkanın böylesine cesur ve reformcu olmadığı, 2. Dünya Savaşı söz konusu olduğundaysa Sovyet halkının Nazi vahşetine karşı verdiği benzersiz mücadelenin on yıllardır küçümsenerek yok sayılma çabası düşünüldüğünde 50 yıl önce gerçekleşmiş bu konuşmanın ve Kennedy’nin tarihsel mirası daha da önem kazanıyor.

*https://issuu.com/azizm/docs/edergiaralik2013

Bunu paylaş: