Geleceğin Dünyası – Turgay Fişekçi

Geleceğin Dünyası*

Gelecek, yazarlar için her dönemde çekici bir tema olmuştur. Kimi zaman insan ve dünya üstüne kafa yorarak, kimi zaman da düşler kurarak geleceği düşünmüşlerdir.

Hele Rönesans’la birlikte düşüncede ve sanatta başlayan büyük patlamalar boyunca kimi ütopik, kimi bilimsel temellerde insanlığın geleceği üstüne ürünler vermiştir sanatçılar.

Günümüz Türk edebiyatı içinde gelecek konusuna en ilgi duyan yazarlardan biri Kaan Arslanoğlu.

“Sözcükler” dergisinin mart-nisan sayısında “Yazarların Gözüyle Geleceğin Dünyası” başlıklı bir bölüm düşündüğümde de ilk aklıma gelen o oldu. Rastlantıya bakın ki, yazar da aynı günlerde yeni tamamladığı 2084 adlı romanını basıma hazırlıyordu. Bir ön yazıyla birlikte romandan bir bölümü de dergiye gönderdi.

Edebiyat okurlarının yakından bildiği gibi George Orwell’ın 1984 adlı romanı bu türün en ünlü ürünlerinden biridir. Orwell 1949’da yayımladığı 1984’te, dünyanın gelecekte totaliter yönetimlerin egemenliğine gireceğini, demokratik olmayan baskıcı yönetimlerce yönetileceğini öne sürmüştü. Romanın yayımlanış tarihinden otuz beş yıl sonrası için öngördüğü dünya böyleydi. O sıralar Stalin’in Rusya’da “sosyalizm” adıyla uyguladığı baskı düzeninden esinlenerek baskıcı anlayışın her alanda egemen olacağını düşünmüştü.

Ama hayat ırmağı bambaşka yerlere aktı. Kötü uygulamalar sosyalist düşünceyi güçten düşürse de dünyanın ve insanlığın sorunlarına getirdiği temel çözümler bugün de geçerliliğini sürdürüyor.

Kaan Arslanoğlu ise son yıllarda yayımladığı deneme ve kuramsal kitaplarında da görüldüğü gibi, bugünün dünyası üstüne haklı bir karamsarlık içinde. Kapitalizmin insan soyunu yozlaştırıcı, tüketici, dahası dünyayı yok oluşa sürükleyen bugünkü yapısına bakıp da gelecek için umutlu olabilmek zor. Dahası, insan türünün henüz gelişimini tamamlamamış, bu yüzden iyiyi kötüyü ayırt etmekte zorlanan bir canlı olduğunu savlamakta. Yakın geleceğe ilişkin öngörüleri kopkoyu.

İnsanlar gerçekten özgürlüğe kavuşacaklar. Gaz maskelerinin rengini seçerken kimse onlara baskı yapmayacak. Çevreden doğrudan zehirlenme noktasında tüm yasal ve bürokratik engeller kaldırılacak. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ve kapitalizmin kutsal yasası gereği kitleler halinde sinekler gibi ölürlerken her etnik topluluk kendi dilinde dua edebilecek

Kaan Arslanoğlu, 2084 adlı romanında, günümüzden kırk-elli yıl sonra, yerkürenin başına gelecek büyük bir yıkımdan sonra hayatta kalanların kurduğu yeni bir uygarlığı anlatıyor. İnsanlığın asıl kurtuluşunun da yaşanacak bu büyük yıkımdan sonra başlayabileceğini savlıyor.

    (….)

Geçmişte, gelecekle ilgili ütopyalar insan ve toplum odaklıydı, insanın nasıl daha mutlu yaşayabileceği üstüne düşünüyordu yazarlar. Günümüzde ise yerkürenin her köşesini bir talan alanına çevirme yolundaki küresel kapitalizme bakıp, gezegenimizin varlığını koruyup koruyamayacağı kaygıları öne çıkıyor.

*https://issuu.com/azizm/docs/azizmsanatedergi106

Bunu paylaş: