Sinemamızın dünyaca ünlü yönetmeni Yeşim Ustaoğlu’nun Kültür Bakanlığı desteğiyle çekilen son filmi Tereddüt sansürlenerek gösterime girdi. Film, hayatları benzeşen ancak bambaşka karaktere sahip iki genç kadının; Şehnaz ve Elmas’ın, soğuk ve fırtınalı bir gecenin sabahında kesişen hikâyelerini anlatıyor.
Yeşim Ustaoğlu, Kültür Bakanlığı desteğiyle çekilen filmini, Sınıflandırma Kurulunda sevişme sahneleri yüzünden “+18” almamak için festivallerde gösterilen asıl sürümünden farklı olacak şekilde, bazı sahnelerini filmden çıkarıp yeniden kurgulayarak gösterime verdi. Ustaoğlu’nun filmi sevişme sahneleri yüzünden “+18” yaş sınırı alsaydı, bu durumda bakanlık verdiği desteği geri alabilme hakkına sahip olacaktı.
İzleyiciyle sansürlü olarak buluşan film, sinema tarihimizde önü alınamayan sansür hikâyelerinin şimdilik son evresine tekabül ediyor. Filmlerin, yönetmenlerin yasakçı uygulamalarla maruz kaldıkları sansüre dair sayısız örneğin yanına bir film yönetmeninin, hem de bağımsız ve muhalif bir “dokunulmazlık zırhı” ile sinema sahasında meşruiyet kazanmış bir sanatçının, aldığı destekten mahrum kalmamak adına kendi eliyle filmini kırpması, sansürün doğurduğu otosansür güdülenmesinin boyutunu gözler önüne seriyor.
Uygulanan sansür Ustaoğlu’nu pek rahatsız etmiş olmayacak ki, sansür haberini filmin oyuncusu Funda Eryiğit sosyal medya hesabından yapmış olduğu açıklamayla dile getirdi. Bir başka sorun ise olaya tepki gösteren kişi başta yönetmen Ustaoğlu olması gerekirken tek bilindik tepkinin Çağrı Nurhak Erdoğdu’dan gelmiş olması.
“Bakanlıktan (hükümet yetkililerinden) bütçe talep etmek devamında neler doğurabilir?” sorusunun yanıtını vermek çok zor olmasa gerek. Yeşim Ustaoğlu da kendine verdiği yanıtta vicdanen bir rahatsızlık duymamış olmalı. Kendisine ve filmine yapılan baskı ve sansüre karşı işin başında bir pazarlık yapmış olacak ki konuyla alakalı açıklama yapma gereği bile duymadı ki zaten +18 olacağını öngörmenin zor olmadığı bir filme, yukarıda bahsi geçen ve otosansüre sebebiyet veren madde bilinirken niçin bakanlık desteği alındı sorusu yönetmene mutlaka yöneltilmeli.
Adı, on yıllardır yurtiçi ve yurtdışında ödüllerle ve başarıyla anılan yönetmen için Tereddüt filmine bütçe sağlamak zor olmasa gerek, bakanlığı filme ortak edip bütçe almak ne yazık ki filmin özgürlüğünü yok ediyor. ‘Parayı ben verdim istediğimi yapacaksın’ cümlesine boyun eğmek kendi filmine, düşüncesine, ahlakına, sanatına ve kişiliğine edilmiş bir hakarettir.
Yapılan anlaşma ne boyuttadır bilinmez fakat buradan çıkaracağımız somut durum ‘Esir olmamak için, para alma’ oluyor. Bu noktada hükümetin sanata ve sanatçıya gerici yaklaşımına bir kez daha vurgu yapmak gerek. Daha önce de sansüre uğramış olan yönetmen ‘bana kimse yardım etmedi’, ‘ne çektiğimi ben biliyorum’, kol kırılır yen içinde kalır’ gibi açıklamalarda bulunmuştu. Bu haklı sitemin ardına sığınarak, tepkisiz kalınmış bir sansür mücadelesinin acısını, mücadeleye hiç başlamamakla sürdürüyor olmalı. Eski solcu imajını üstüne giymemesi muhtemelen yapacağı en mantıklı hareket olur.
Yeşim Ustaoğlu şuana kadar durumdan rahatsız görünmüyor, sessizliğini ne kadar koruyacak merak ediyoruz. Mücadeleden yoksun davranışların karşısında olduğumuzu belirterek bildiriyoruz ki olayın takipçisi olacağız…
Var olan sinemamız her an ‘en sessiz’ halini alma tehlikesiyle karşı karşıya…
Cennet Akıncı, Orçun Üzüm
*Sürecin gidişatına ve filme yönelik kapsamlı bir değerlendirme için eleştirmen Kaya Özkaracalar’ın yazısı okunabilir; http://ilerihaber.org/yazar/ustaoglunun-otosansurlu-filmi-tereddut-64879.html