Popüler hafif müziğin en bilinen adlarından Kylie Minogue, Leos Carax yapımı Kutsal Motorlar’ın 2012 Cannes Film Festivali gösteriminde perdede adı belirdiğinde kahkahalarla karşılanacak bir ünlü olması, sanatçı yaşamına oyuncu olarak başladığı gerçeği düşünüldüğünde tuhaf bir hal alıyor. Avustralya’da oyuncu olarak yaygınlaşan ünü, uluslararası arenada 1980’lerin sevimli, güzel genç kız kontenjanına dâhil edilmesiyle küresel bir hal almış, 1990’larda ise ortalama bir seyir tutturarak olası bir unutulmayla karşı karşıya kalmıştır. Ta ki Avustralya’nın bir başka “ünlü”sü Nick Cave kendisini bir takıntı haline getirene kadar.
Gerçek veya hayal ürünü cinayet anlatılarının seslendirilmesi ve bestelenmesiyle rahatsız edici bir huzur sağlayan The Bad Seeds uzunçaları Murder Balads’da Minogue ile düet hayaline kavuşan ve yakın müzik tarihinin en akılda kalıcı parçalarından olan Where the Wild Roses Grow imza atan Nick Cave aynı zamanda Minogue’un yeniden göz önüne gelmesini sağlıyordu. Devamında 2000 yılında Light Years albümünün ilk tekliği Spinning Around ile pop kültüründe ikinci kez egemenliğini ilan eden Minogue, eski görüntüsünü tazelemenin ötesinde yenilerken, disco etkisinin fazlasıyla hissedildiği parçasıyla dönemin hafif müziğinin tonunu da belirliyordu. Bir hayli çekici videosuyla Spinning Around, Nick Cave’in 2009 tarihli romanı Bunny Munro’nun Ölümü’nde ana karakterin saplantısıyla bu kez okuyucunun karşısına çıkarken Cave’in takıntısının kalıcılığını da vurgular nitelikteydi.