Evlenmek istediği kıza karşı babasının istemez tavrı üzerine kaleme alındığı rivayet edilen uzunca, sitem dolu, biriktirdiği tüm kaygı ve korkularını içtenlikle kâğıda döktüğü bir mektup.
Güçlü, korkmayan, bedenen dinç ve sağlıklı, kendi çabasıyla başarılı bir iş adamı olmuş Herman Kafka’nın karşısında, zayıf, çelimsiz ve babasının istediği ölçülerde başarısız bir evlat olarak addedilen Franz Kafka.
Tüm dünya edebiyatında değişmeyen meselelerden biri olan baba-oğul çatışması bu mektupta yine gözler önüne serilirken bu durumun aynı zamanda Kafka’nın daha sonraki metinlerinde göreceğimiz ödipal sorunların, varoluşsal kaygıların zeminini oluşturduğunu anlamak güç değil. Eserin ilk cümlelerinden itibaren babaya karşı duyulan korku ve bununla baş edememiş olmanın yarattığı eziklik duygusu tüm metne yayılmış durumda.
Yapıt, edebiyat çevrelerinde “kurmaca mı gerçek mi, bu kadar uzun bir mektup hakikaten yazılabilir mi?” diye tartışılsa da Kafka’nın eserlerine genel olarak bakıldığında eserlerin hiçbir zaman bu kadar düz ve eğretilemeden uzak kurgulanmadığı, diğer metinlerden oldukça farklı bir kurgusunun olması bunun babaya yazılmış fakat gönderilmeye cesaret edilememiş bir mektup olduğu ihtimalini daha güçlü kılıyor. Mektubu yazıp muhatabına gönderme cesaretini bile kendinde bulamayan Kafka’nın bu lezzetli anlatısını Max Brod sayesinde en azından bizim okuma şansını elde etmiş olmamız büyük şans.
Tuba Nur Beyret