Azizm Sanat E-Dergi’nin 127. Sayısı Yayında

Azizm Sanat Örgütü’nün aylık yayını Azizm Sanat E-Dergi’nin Temmuz 2018 tarihli 127. sayısı yayında. Eleştiri, görüş ve katkılarınızı bekliyoruz;

https://issuu.com/azizm/docs/azizmsanatedergi127

İçindekiler

Editörden s. 4

Frigya Beresi ve Modernizm: İnsanlık Nereye? – Efe Eğilmez s. 8

Victor Hugo’nun Gözüyle: Direniş – Murat Dicle s. 15

Yaşam Döngüsü 3 – İsmet Şengül s. 27

Yalnızlığın Ressamı: Frida – Deniz Eren s. 39

İntikamın Adaleti: In The Fade – Emre Bina s. 49

19.ve 20. Yüzyıl Rus Edebiyatında Şiir – İlham Şeker s. 55

Editörden

Seçimler, köklü değişimlerin olacağı inancının kalmadığı Kuzey Atlantik ülkelerinde nicedir bir simülasyondan ibaret. Baudrillard’dan ödünç aldığımız bu kavramı, benzeşim gösterdiği her şeye yönelik gelişigüzel kullanmamak gerekiyor. Ne de olsa Fransız düşünür tüketim toplumu ve simülasyon evreni kavramlarını Fransa ve Amerika Birleşik Devletleri’nin başı çektiği Kuzey Atlantik ülkelerine yakıştırıyordu. Demokrasi oyunu, heyecanını ve daha da önemlisi geçerliliğini, gerçekliğini ve pek tabi önemini yitirirken bu durum Kuzey Atlantik bağımlısı ekonomiler içinse hem geçerliydi, hem de değildi. Geçerliydi çünkü insanlığın özüyle uyuşmayan birkaç yüzyıllık kapitalizmin söz konusu topraklarda hüküm süren en çarpık sürümlerinin köklü olmadığı ortadaydı. Bu yüzden seçimler, özgürlüğe giden yollardan birine pekâlâ kapı aralayabilirdi. Aynı zamanda geçerli değildi zira işbirlikçilik serbest pazar ekonomisinin bağımlısı haline gelmiş “gelişmekte olan ülkeler”de sanıldığının aksine yalnızca hükümetleri değil ona muhalefet edenleri de uzvuna dönüştürmüş durumdaydı. Uzunca bir süredir ülkemizin hangi seçeneğe karşılık geldiği ortada. Vaziyeti tersine çevirmek ise sanılandan çok daha uzun ve sancılı bir sürecin sonunda mümkün olabilecek gibi görünüyor zira 24 Haziran seçimlerinin gösterdiği üzere muhalefetimiz bu toprakların devrimci, aydınlanmacı ve sosyalist birikimine yakışmayacak, onları hak etmeyecek kadar ahmak, bilgisiz, çıkarcı, kibirli ve temelsiz bir özgüven sahibi. En uzlaşmacısından en radikaline, en devrimcisinden en reformcusuna başarısızlık yelpazenin tüm renklerini karşılayan muhaliflerimiz seçim sonrası elbette özeleştiriye gitmediler. Gittilerse de ya bunu kavga gürültü ile kalitesizliğin düeti eşlinde yaptılar ya da bir cemaat gibi kendi içlerinde tartışırken dışa muazzam bir özgüven pompaladılar. Önceki sayımızda, muhalefetin neredeyse tüm renklerini bir araya getiren Gezi: Beş Yıl Önce, Beş Yıl Sonra dosyamızın sessizlikle geçiştirileceğini öngördüğümüzü belirtmiştik, elbette yanılmadık. Daha da kötüsü, dosya esnasında ve öncesinde bu kapalı devre solculuğu kırmak adına paylaştığımız eleştirel içerikleri kale almayanlar, alaycı bir tona sahip eleştirel bir görüşü paylaştığımızda bize hücum etmeye kalkışmalarıydı. “Seviye”den dem vurup rahatsızlık duydukları seviyenin farklı tonunu icra etmekte elbette herhangi bir sorun görmediler. Hatta biri kalktı, yoldaşlarını Azizm Sanat Örgütü’nü boykota davet etti! Gariptir ki bu çağrıya yoldaşları karşılık vermedi. Belki de solumuzda hala umut vardır kim bilir? Umut arayışının saf salaklıkla eş değer olmadığını biliyoruz. Bu ergen tepkiselliğin bazı diğer başlıklarda başka okurlardan da gelir oluşu en başta kendi çevremizin okuduğunu anlamama, derin ve katmanlı dosya konularının işlendiği paylaşımları algılamakta güçlük çekme, ancak ve ancak güncel politikadan haberdar olma, çok sahiplendiği politikanın örtülü olduğu hiçbir içeriği kavrayamama gibi kısa sürede tedavinin mümkün olmadığı hastalıklar mustarip olduğunu gösterdi. Bunu çözebilme gücü örgütümüzü hiç şüphesiz aşıyor ancak zaman, uzun uzamlı değerlendirildiğinde lehimize işliyor. Acele etmeden, sayıca az olmaktan yakınmadan inşa edilecek sağlam bir birikim er ya da geç yeni bir devrimci dalgayı da beraberinde getirecektir. O zamana dek sosyalizmin ve de aydınlanmanın kimsenin tekelinde olmadığını unutmayarak, manifestomuz ışığında üretmeye devam edeceğiz, şüphesiz huzur kaçıracağız. Gücün rakamlardan şekillenmediğini bilecek kadar olgun bir eşikteyiz. O eşiği aşınca yalnız kalacağımızı biliyorduk, bundan rahatsız da olmuyoruz. Er ya da geç ülkenin ilerici birikimini tıkayan irili ufaklı partilerin şefleri ve şeflik değerlerini aktardıkları şefçikler buharlaşacak. Bu süreci hızlandırmanın onuru ise bizlerin olacak.

Azizm Sanat E-Dergi’nin 127. sayısı, günümüzün muhaliflerine göre çok daha akılcı ve bizlere göre çok süratli Fransız Cumhuriyetçi, Jakoben devrimcilerinin gerçekleştirdiği çağları ve çarları sarsan 1789 Devrimi’nin dokusunu içeriyor. Voltaire, Diderot, Rousseau aydınlanmasını sırtlarına geçiren, Robespierre ve Marat önderliğindeki baldırıçıplakların, Frigya beresinden modernizm inşasına uzanan çığır ve çağ açıcı değerlerini, post modernizme panzehir olarak değerlendiren bir makale ve devrimlere edebiyatıyla tanıklık eden büyük yazar Victor Hugo’nun Sefiller’inde pasajlar içeren devrimci doku, aynı zamanda Jacques Louis David’in tablolarından bir seçkiye ev sahipliği yapıyor. Sinema yazılarımızda bir kez daha Fatih Akın’ın, ülkemizde Paramparça adıyla gösterime giren son filmine eğilirken, bu ay hem doğum gününün kutlandığı hem de ölüm yıldönümünün anıldığı komünist, feminist ressam Frida Kahlo’nun, tüketici popülizme hem katkı sunan hem de ona karşı başkaldırıyı da içinde barındırmayı başaran, Julie Taymor yönetiminde hayat hikâyesinin anlatıldığı Frida filmine dair eleştirimiz yer alıyor. 19. yüzyılda gerici Çarlık rejiminin baskısına karşı edebiyatta klasik anlatının mutlak zirvesini kurgulamayı başaran, 20. yüzyılda ise Bolşeviklerin Büyük Ekim Devrimi’yle modern edebiyatın doruklarına varan Rus yazarların şiir disiplinindeki izlerinin peşindeki kapsamlı makale ise adeta başucu kaynağı olmaya aday bir zenginlik sunuyor.

Bundan böyle boyumuzu aşacak ölçüde güncel mesajlar içeren içeriklere ihtiyaç duymamak umuduyla ve irili ufaklı tüm Bastille’lerin alaşağı edilmesi gerektiğinin bilinciyle,

Sanatla kalın dostlar…

Azizm’in Notu: Ağustos 2018 tarihli Azizm Sanat E-Dergi’nin 128. sayısı için, dilediğiniz konuda makale, öykü, şiir, deneme, eleştiri, karikatür, video, resim ve fotoğrafı 31 Temmuz tarihine kadar azizm.sanat@gmail.com adresinden yayın kurulumuza iletebilirsiniz.

Görsel: Victor Hugo Anıtı Auguste Rodin (1890)

Bunu paylaş: