Özellikle son birkaç yıldır ülke sinemamızda yaratıcı, özgün, yenilikçi olarak yedinci sanatın hakkını veren yapıtların uzun metraj sahası yerine kısa film sanatçılarından çıktığına dair önermemiz bugün hem daha sık kanıtlanır hem de daha fazla kişi tarafından kabul edilir durumda. Kısıtlı koşullarına rağmen kısa film yönetmenleri, aldıkları muazzam desteklere ve sahip oldukları büyük imkânlara karşın aynı sığ sularda yüzmeyi sürdüren güçlü yönetmenlerimizin cesaret edemedikleri türlere, yöntemlere başvurmaktan çekinmiyorlar. Hal böyle olunca pek çoklarının önem arz ettiği fakat aramayı epeydir bıraktığı sanatın özerkliği ve özgürlüğü başlıklarını sinemada taşıyanlar da kısa film yönetmenleri oluyor.
Tüm bu görüşlerimizi desteklemenin ötesinde, bizlerin de gerekçe olarak bilim üretemeyen toplumların bilim kurgu çekmesinin zor olduğu düşüncemizi tersine çevirecek güçte distopik bir bilim kurgu filmi olan, Cem Göksoy’un yazıp yönettiği 2017 yapımı Korku, çevrim içi kanallarda bugün itibarıyla yayına açılarak sinemaseverlerin beğenisine sunuldu. Uşak Kanatlı Denizatı Kısa Film Festivali’nde En İyi Yönetmen, En İyi Görüntü Yönetmeni, En İyi Sanat Yönetmeni dallarında Kanatlı Denizatı Ödülü’nü kazanan ardından Londra Bağımsız Film Ödülleri’nde En İyi Uluslararası Kısa Film seçilen Korku’nun internet galasına ev sahipliği yapmamın mutluluğunu yaşıyoruz.
Büyük Savaş’tan sonra bir sığınakta kendi başına büyüyen, Ayşenur Sena Tarakçı’nın canlandırdığı, Payan’ın sıra dışı gündelik yaşamına tanıklık ettiğimiz film, kolaylıkla bir çıkmaza dönüşebilecek olan tek mekân engelini yönetmenin yetkin kadraj tercihleriyle aşarken filmin, Akın Çetin imzalı, ödüllü görüntü yönetiminin renk yelpazesindeki soluk pastel tercihleri dikkat çekiyor. Korku’nun izleyici olarak yerli filmlerde alışık olmadığımız ve eğreti durma riski taşıyan bilim kurgu öğeleri ise başarılı bir yapım tasarımı ve Burcu Abik imzalı eşine zor rastlanılacak ödüllü sanat yönetimi dokunuşlarıyla evrensel ölçekte birinci sınıf bir sinematografiyi tamamlıyor. Cem Göksoy’un ilk filminde ortaya koyduğu bu başarı, yönetmenin sonraki işlerini merak ve heyecanla beklememize neden oluyor. Hâlihazırda Göksoy’un ikinci filmi Öz’ün yapım sürecinin tamamlanarak kurgu aşamasına geçildiği ve önümüzdeki aylarda festivallerde izleyicilerle buluşacağı bilgisini not düşmüş olalım.