Bizde de Uygulanmalı* Server Tanilli hemen her yıl, bahar aylarında, Fransa’da “bakalorya” adı verilen olgunluk sınavlarına ilişkin ayrıntılı yazılar yayımlamayı gelenek haline getirmiştir. Sanırım, “Nasıl Bir Eğitim İstiyoruz?” kitabında düşünsel bir temele oturtmak istediği üretici [Okumaya devam et…]
Köy Enstitüleriyle Bir Bilgi Devrimi Yaratılmak İstenmiştir!* Atatürk, Cahit Külebi’nin “Biz yoksul bir milletiz/ Gözlerimizde solgun ışıklar yanar,” dediği halkın önünde parlattı özgürlük ışığını. O halkın gözlerinde yanan solgun ışıklarla Anadolu bozkırına çağdaş uygarlığı [Okumaya devam et…]
Köy Enstitülü Yazarlar* Köy Enstitüleri kitap demekti. Enstitüye başlayanların çoğu daha ilk günden kitaplığa girer, bilimleri, sanatları, doğayı öğrenmiş olarak, hayata karışırdı. Enstitülerde hayatla düşünceyi kitap kaynaştırıyordu. Enstitülü için, kitapla donanmamış bir hayat “hayat” değildi. [Okumaya devam et…]
Söyleşi: Adnan Binyazar* “Aydınlanma Yuvalarıydı Köy Enstitüleri…” Adnan Binyazar Köy Enstitüleri, 2007 yılında manifestomuzu yazıp Azizm’i kurarken bize ilham kaynaklığı etmiş sanatın, kültürün, üretimin toplumun her kesimine yayılmasını amaçlamış eğitim devriminin adıydı. Gericilerin yok ettiği [Okumaya devam et…]
Bilgisizliğin Kör Karanlığı* Lüleburgaz Sanat Lisesi’nden iki öğretmen, emekli bir arkadaşlarının kurduğu sanat atölyesinin girişine Leonardo Da Vinci’nin “Altın Oran” yontusu figürünü yapmaya koyuluyor. Böylece büyük sanatçının bu deha ürünü eserinin bir örneği halkın beğenisine [Okumaya devam et…]
Toplumsal Suç* İnsanı insan yapan etkenlerin başında, düşünceyi sayıyor Blanqui. El becerisini, kafa gücünden daha önemsiz görüyor. Fransa’nın bu ünlü toplumcu düşünürü, insanın araç yapmadaki üstünlüğünü beyne bağlarken şunu da özellikle vurguluyor: “Düşüncenin (beynin) bu [Okumaya devam et…]
Atatürk’ün Yaratmak İstediği Bilgi Toplumu* Kemalizm, bugünkü adlandırmayla Atatürkçülük, düşünsel bir dizgi olarak, çağdaşlıkla eşdeğerlidir; değişimi, yenileşmeyi, ileri düşünceyi gerektirir. Bu bağlamda, Mustafa Kemal, Anadolu’ya ayak basıp Kurtuluş Savaşını planlarken, toplumun alt yapısını sağlamlaştıran “müreffeh” [Okumaya devam et…]
Geyik ve Aslan* Sarı ekin tarlalarının dalgalandığı bir orta Anadolu kentinde öğretmenlik yaparken, karayağız, “eren” yüzlü kimi arkadaşlarımın bir yerlere gittiklerine tanık olurdum. Ağustosun kızgın sıcağında nereye giderlerdi bu deniz bilmez, dinlence (tatil) bilmez arkadaşlarım? [Okumaya devam et…]
Suda Balıklar…* 1956 yılında Dicle Köy Enstitüsü’nü bitirip Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü sınavlarına giderken, başkent, Doğu Ekspresi’nin penceresinden ışıktan bir top gibi görünmüştü bana. Yıllarca özlemini çektiğim tiyatrolar, operalar, konser salonları, kütüphaneler, sergiler, temiz caddeler, o [Okumaya devam et…]
Telif hakkı © 2024 | MH Themes tarafından WordPress teması