Kazdağları’ndan Bozcaada’ya ve yurdun dört bir yanına uzanan doğa savaşımı, giderek ilkel kapitalizmi yeniden çağrıştıracak kuralsızlıklara sahne olan geç kapitalizme karşı verilirken, insanlığın yeryüzünün bir parçasından fazlası olmaması gerektiğine dair farkındalığın nüfuzsun ancak nüfuslu artışı [Okumaya devam et…]
Kısa filmin hala büyük ölçüde piyasalardan uzak ve sermayeden özerk oluşu, risk alabilmeyi ve mevcut türleri uçlara taşıyarak denemeler ortaya koyabilmeyi mümkün kılıyor. 2015 yılında yazıp yönettiği Spoetnik başta olmak üzere bugüne dek çektiği dört [Okumaya devam et…]
Kısa film nerede başlar nerede biter, süresi nedir, ne olmalıdır gibi sıralı soruların yanıtları arasında, içeriğinden uzun metraj çıkabilecek filmlerin tam anlamıyla kısa film sayılamayacağı yönünde, zaman zaman bizlerin de hemfikir olduğu bir cevap yer [Okumaya devam et…]
Şimdilerde “post modern” nitelemesinden utanılarak “güncel” olarak kodlanan çağda Batı zihniyetinin öyküsünü yitirdiğine dair getirilen bir hayli önemli uyarının kendisini en çok sinemada gösterdiğini söylemek yanlış olmaz. Özellikle Hollywood ve Hollywood’a öykünen uzun metrajın yeniden [Okumaya devam et…]
Maddi tüketim olgusu üzerinden kolayca hedef tahtasına oturtulurken ruh sağlığı üzerinde yarattığı yıkıcı tüketiciliği görmezden gelinen geç kapitalizmin mutlak tahribatına karşı içgüdüsel tepkilerimize adeta görsel bir karşılık sunan Enough/Yeter, yönetmenliğini Anna Mantzaris’in gerçekleştirdiği 2018 yapımı, [Okumaya devam et…]
Tarih boyunca hemen her toplumda kişinin ve ailesinin sosyo-ekonomik durumundan bağımsız olarak sancılı geçen ergenlik ve ilk gençlik döneminin modern ve özellikle post modern çağda daha sarsıntılı geçtiği, Baudrillard’ın tüketim, Debord’un gösteriş nitelemesiyle açıkladığı günümüz [Okumaya devam et…]
Gözetim/denetim toplumunda, söz konusu gözetim kitlelerce talep edilir hatta her ne olursa olsun durmaksızın görünür olmak şeklinde bizzat uygulanır hale geldiğinde içe kapanma ya da içe dönme bir psikolojik bir vaka olmanın ötesinde bir savunma, [Okumaya devam et…]
Cinayet, intihar, ölüm, yaşam, endişe, kaygı pek çok filmin omurgasını veya arka fonunu oluşturan temalardan bazılarıdır. Bunlara yaklaşırken veya bunları işlerken yaratıcı olabilme becerisi ise bir yönetmeni sanatçı mertebesine eriştirmesi için olmazsa olmaz dokunuşlar gerektirmektedir. [Okumaya devam et…]
Sinemayı güldürü, korku gibi türlere veya kurmaca, belgesel gibi üsluplara ayırdığımızda her iki kulvarda da boy gösterebilen ve diğerlerinin aksine zihinde somut imgeler uyandırmayan bir tabir olarak “deneysel” sözcüğü karşımıza çıkıyor. Belki de yedinci sanatın [Okumaya devam et…]
Sinemada yaşayan ölüler ya da küreselleşen tabirle zombilere dair külliyatın büyük ölçüde tek başına mimarı George A. Romero’nun mirası, korku türünün uçsuz bucaksız geleceği düşünüldüğünde kalıcı olacağına şüphe yok. Yaşayan Ölülerin Gecesi ile 1968 yılında [Okumaya devam et…]
Telif hakkı © 2024 | MH Themes tarafından WordPress teması